Makaleler

Boşanma Davası Hangi Dava Türüne Girer?

Boşanma davası, hukuki süreç içerisinde özel bir konuma sahiptir ve genellikle Aile Hukuku içerisinde ele alınır. Bu dava türü, evlilik birliğinin sona erdirilmesi talebiyle mahkemeye başvurulan bir hukuki süreci içerir. Boşanma davası, çiftlerin bir araya gelme niyetinin sona erdiği durumları düzenleyen hukuki normlara dayanır ve evlilik birliğinin sonlandırılmasıyla ilgili birçok yasal konuyu içerir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında gerçekleşen boşanma davaları, genellikle anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki temel türe ayrılır. Evlilik birliği içinde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle, bazı boşanma davalarında Türk Ceza Hukuku da etkili olabilir ve bu durumlar değerlendirmeye alınabilir.

Boşanma Davası Aşamaları

Boşanma davası, taraflardan birinin mahkemeye başvurusu ile başlar. Bu başvuruda, evliliğin bitmesinin nedenleri ayrıntılı bir şekilde belirtilir. Hukuki olarak da onaylanan sebepler arasında güvensizlik, sadakatsizlik, tehdit etme, şiddet, maddi yetersizlik ve uzun süreli ayrılık gibi olaylar yer alır.

Mahkeme, öncelikle çiftlerin problemlerini mümkünse uzlaşma, barışma, anlaşma yoluyla çözmelerini teşvik eder. Şayet hiçbir uzlaşma sağlanamazsa boşanma davası devam eder ve mahkeme kararını verene kadar çiftler arasındaki hukuki süreç de devam eder.

Boşanma Davası ve Çiftlerin Hukuki Hakları

Boşanma davası, çiftlerin hukuki hakları ve sorumluluklarını düzenleyen bir dava çeşididir. Dava, çiftlerin duygusal ve mali varlıklarını koruma amacı ile hukuki şartlara uygun olarak sonuçlanmalıdır. Her dava benzersizdir ve kişisel faktörlere dayanır. Boşanma süreci sadece Medeni Kanunun çerçevesinde kalmayabilir; Türk Ceza Hukuku’nun da dâhil olduğu durumlarla çok daha bilinmez ve karmaşık hale gelebilir. Bu nedenle, boşanma davalarının incelenmesi ve çözümlenmesi hem medeni hukuk hem de ceza hukuku çerçevesini içerecek şekilde yapılabilir.

Genel

Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Nasıl Hesaplanır?

Trafik kazalarında maddi tazminat, kazaya karışan araçların sigortaları ve yasal sorumlulukları çerçevesinde hesaplanır. Maddi tazminat, maddi kayıpların telafi edilmesini amaçlar. Maddi tazminat miktarı, kazanın şiddeti, maddi kayıpların ciddiyeti, kusur oranları ve ilgili diğer faktörler dikkate alınarak belirlenir. Sigorta şirketleri, kusur oranlarına göre tazminat ödemesi yapar ve mahkemeler de aynı prensibe göre karar verir. Trafik kazası davalarında trafik kazası avukatı ile çalışmak önemli rol oynar.

Trafik kazası maddi tazminat miktarının belirlenmesi süreci içinde adil bir sonuca ulaşmak için genellikle uzman bir avukatın rehberliği önerilir. Tazminat miktarının belirlenmesinde profesyonel bir avukatın rehberliği, müvekkilin haklarını korumak ve adil bir tazminat miktarı talep etmek için gerekli adımların atılması açısından bir hayli önemlidir. Bu süreç, her kaza için benzersizdir ve çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Tarafların genellikle bir avukatın rehberliğine başvurması, sürecin daha etkili ve adil bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir.

Trafik Kazalarında Maddi Tazminat Hesaplanma Unsurları

Trafik kazalarında maddi tazminat hesaplama unsurları şunlardır:

  • Kazaya karışan araçlardan biri veya her ikisi de hasar gördüyse, araç hasarları için tazminat talep edilebilir. Hasarın onarım maliyeti veya aracın değer kaybı dikkate alınır.
  • Kazada yaralanan kişinin tıbbi tedavi maliyetleri, tazminat kapsamındadır. Acil servis ziyaretleri, ameliyatlar, rehabilitasyon ve ilaç maliyetleri gibi tüm tıbbi masraflar dahil edilir.
  • Kazadan dolayı işe gidememe veya çalışma kapasitesinde bir azalma varsa bu durumda oluşan gelir kaybı tazminatı talep edilebilir. Bu, geçici veya kalıcı işe gidememe durumunu içerir.
  • Maddi tazminat, kazanın yol açtığı diğer ekonomik zararları da içerebilir. Örneğin, kaza sonrası araç kiralama masrafları, ulaşım giderleri veya hasarlı eşyaların maliyeti gibi
  • Kazadan kaynaklanan makul ve gerekli harcamalar tazminat taleplerine dahil edilebilir. Bu, kaza sonrası ulaşım, konaklama, tıbbi malzemeler veya yardımcı cihazlar gibi masrafları içerir.
Makaleler

İş Kazası Bildirmeme Cezası!

İş kazaları işçinin iş yerinde işini yaptığı sırada gerçekleşen ve işçinin ruhen veya bedenen etkilenmesinde etkisi olan kazalardır. İş kazası bildirimi küçük ya da büyük fark etmeden tüm işyerinde çalışanın yaşamış olduğu kazanın yetkili ve ilgili kurumlara bildirilmesidir. İş kazası bildirimi için iş kazası avukatı aracılığı ile destek almanız tavsiye edilir.

İş kazası bildiriminin süresi kazadan sonra üç iş günü olduğu yasalarda belirtilmiştir. İşverenin bu süre içerisinde işyerinde yaşanılan kazayı Sosyal Güvenlik Kurumuna usulüne uygun olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu durum işveren açısından bir sorumluluk ve işçi açısından haklarının korunmasında bir haktır.

İş Kazası Bildirimi Yapmanın Cezası Nedir?

İş kazalarının yetkili kurumlara bildirilmesi gerekmektedir. Kanunlar ile belirlenen süre zarfından işverenin iş kazasını bildirmemesi idari para cezası uygulanma sebebidir. İş yerinde işçinin kaza geçirmesi halinde işverenler iş kazası bildirimi nasıl yapılır diye araştırmalı ve elde ettiği veriler ışığında kazanın bildirimini mutlaka yapmalıdır.

İş kazası bildirimleri için işverenler dijital ortamları kullanarak SGK ile iletişime geçebilir veya doğrudan müracaat ederek işyerlerinde meydana gelmiş olan kazayı yetkililere bildirebilirler. Dijital ortamda yapılacak olan bildirimler için e- Devlet platformu kullanılır. Çalışan ve kazaya karışan kişinin yabancı uyruklu olması halinde bildirimler yalnızca doğrudan müracaat şeklinde olmalıdır.

İş Kazası Bildirmeme Cezasını Kim Öder?

İş kazası nedeniyle işverenin birtakım sorumlulukları ortaya çıkmaktadır. Bu sorumluluklar;

  • İş kazasını yetkili mercilere bildirmesi
  • İş kazası nedeniyle işçinin ihtiyaç duyacağı sağlık hizmetlerinin karşılanması
  • İş kazası yaşayan işçinin maddi ve manevi haklarının yerine getirilmesidir.

İş kazası bildirmeme cezasını kim öder sorusunun muhatabı tabi ki bu konuda ihmal davranışlar sergileyen ve işyerinde gerçekleşmiş olan kazayı bildirmeyen iş yeri sahibidir. İş kazası bildirimini yasal sürede yapılmamasının cezaları her yıl farklılık göstermektedir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre ceza oranları her yıl yeniden güncellenmektedir.

Makaleler

Boşanma Kararı Kesinleşmeden Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Ne Olur?

Boşanma davası kesinleşmeden eşlerden birinin ölmesi halinde,  o evlilik zaten ölümle birlikte ve ölüm anında sona erer. Boşanma davası devam ederken eşlerden biri ölürse, sağ kalan eş ölen eşin mirasçısı olur. Boşanma davası sırasında eşlerden biri ölür ise o halde evlilik, boşanma ile değil de ölümle sona erdiğinden eşler mirasçılık sıfatını yitirmez. Boşanma kararı kesinleşmeden eşlerden birinin ölümü halinde, yaşanılacak durumlar oldukça çeşitlidir ve genellikle yerel yasal düzenlemelere bağlıdır.

Boşanma Kararı Kesinleşmeden Eşlerden Biri Ölürse Mahkeme Devam Eder mi?

Öncelikle, boşanma süreci henüz tamamlanmamışsa, mahkeme süreçleri devam edebilir. Eğer ölen eş, boşanma davasının davacısıysa, mahkeme süreci genellikle sona erer ve dava düşer. Fakat vefat eden eş davalı konumundaysa, mahkeme süreci devam edebilir ve dava, eşin mirasçıları arasında sürebilir. Eğer boşanma sebebi ölen eşin canına kast ise o vakit bu mirastan yoksunluk sebebidir. Eşlerden ikisi de vefat ederse miras kime kalır diye bakıldığında şayet çocukları yoksa anne baba ve kardeşlerine kalır.

Ölen Eşin Mirasçıları Boşanma Davasını Devam Ettirebilir mi?

Ölen eşin mirasçıları boşanma davasını devam ettirebilirler. Bunun kararı düzenlemelere ve mahkeme kararlarına bağlı olarak değişir. Boşanma davası devamı halinde ise ölen eş ise davacı konumunda ise, davayı devam ettirmek mirasçıların tercihine kalır. Davacının ölümü durumunda, mahkeme davanın düşmesine karar verebilir.

Ölen eşin mirasçıları, mahkemeye başvurarak davayı devralabilir ve davanın devam etmesini talep edebilirler. Mahkeme, mirasçıların bu talebini değerlendirerek davanın devam etmesine veya sona ermesine karar verebilir. Kişinin ölümüyle birlikte mahkemece vefat eden tarafın mirasçılarına davayı takip edip etmeyeceklerinin sorulması için tebligat çıkarılır. Mirasçılar devam etmek istemezse, mahkeme davanın açılmamış sayılmasına karar verir.

 

Makaleler

Trafik Kazası Tazminat Davası Zamanaşımı Nedir?

Trafik kazası tazminat davası zamanaşımı nedir sorusuna cevap olarak trafik kazasının ardından ortaya çıkacak hem maddi hem de manevi zararların giderilmesi için kanunla sınırlandırılmış olan sürelerin aşımıdır denilebilir. Kazanın meydana geldiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde davanın açılması gerekmektedir. Zamanaşımı süresi, ülkeden ülkeye değişiklik gösterir ve yerel yasal düzenlemelere bağlıdır.

Genellikle trafik kazası tazminat davası için zamanaşımı süresi 1 ila 3 yıl arasında olsa da bu süre, özel durumlar veya yasal değişiklikler nedeniyle değişebilir. Tarafların haklarını korumak ve mahkemeye başvurabilmek adına, trafik kazası sonucunda meydana gelen zararların tazmin edilmesi için belirli bir süre içinde dava açılması gerektiği, önemlidir. Zamanaşımı süresinin aşılması durumunda, mağdur genellikle hak talep edemez ve dava açma hakkını kaybedebilir.

Trafik Kazası Tazminat Davası Avukatın Önemi

Kazadan kaynaklanan zararları ve tazminat taleplerini belirleyen hukuki süreçlere uymak önemlidir. Trafik kazası sonrasında hemen bir avukatla iletişime geçmek önemlidir. Trafik kazası tazminat davası süreci karmaşık ve hukuki detaylar içeren bir süreç olduğu için bir avukatın yardımı oldukça önemlidir. Trafik kazası tazminat davasında bir avukatın sağlayabileceği önemli avantajların başında hukuki bilgi ve deneyim gelmektedir. Diğer avantajlar şunlardır:

  • Delil Toplama ve Sunma
  • Hukuki İşlemleri Yönetme
  • Uzlaşma Sağlama
  • Sigorta Şirketleriyle İletişim
  • Mahkeme Temsilciliği
  • Hakların Korunması

Trafik kazası davası sürecinde birçok hukuki işlem ve prosedür bulunur. Bir avukat, bu işlemleri etkin bir şekilde yönetebilir, gerekli belgeleri hazırlayabilir ve mahkeme sürecini takip edebilir. Avukat, müvekkilin sigorta şirketiyle iletişim kurabilir ve tazminat talebi sürecini daha etkin bir şekilde yönetebilir. Sigorta şirketleriyle müzakere, avukatın deneyimi ve yetenekleri doğrultusunda daha başarılı olabilir. Trafik kazası tazminat davasında bir avukat, uzlaşma sağlama girişimlerini yönetebilir.

 

Uzlaşma, dava sürecini hızlandırabilir ve müvekkilin haklarını koruyarak tazminat almasını sağlayabilir. Eğer dava mahkemeye taşınırsa, bir avukat müvekkilini mahkemede temsil edebilir. Mahkeme sürecinde profesyonel bir temsil, davayı etkili bir şekilde savunmak için önemlidir. Bir avukat, müvekkilin haklarını korumak ve en adil tazminatı almasını sağlamak için çalışır. Hukuki süreçteki hak ihlallerini önleyerek müvekkilin lehine sonuçlar elde etmeye çaba sarf eder.

Makaleler

Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?

Trafik kazası maddi ve manevi tazminat davasında zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu’na göre belirlenmiş olan süredir. Bu konuda dikkate alınması gereken süreler, trafik kazası maddi tazminat davası zamanaşımı süresi, manevi tazminat davası zamanaşımı süresidir. Trafik kazası sonucu oluşan maddi zararların tazmin edilmesi amacıyla açılacak dava için zamanaşımı süresi genellikle iki yıldır. Bu süre, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

Kazaya karışan kişilerin manevi zararlarını tazmin etmek amacıyla açılacak trafik kazası davası için zamanaşımı süresi de genellikle iki yıldır. Bu süre, zarar görenin bu zararları öğrenmesi veya öğrenmesi gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süreler, genel olarak trafik kazası sonrasında tazminat davası açma hakkı sahibi olan kişiler için geçerlidir. Zamanaşımı süreleri, kişinin durumuna, olayın karmaşıklığına ve delil durumuna göre değişiklik gösterebilir. Süre geçerse talep hakkı kaybolur.

Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminat Davası Süreci Nasıl İşler?

Tazminat davası açma süresi hakkında kesin bilgi almak için bir avukattan veya hukuki bir uzmandan yardım almak önemlidir. Çünkü durumlar, farklılık gösterebilir ve dava süreci karmaşık olabilir. Trafik kazası maddi ve manevi tazminat davası süreci, maddi ve manevi tazminat davası süreci olmak üzere ikiye ayrılır. Kaza anında kazanın meydana geldiği yerde trafik polisi tarafından bir kaza tespit tutanağı tutulması dışında süreç şu şekilde işlemektedir:

  • Kazanın neden olduğu yaralanmaların belgelenmesine yardımcı olması açısından kazaya karışan kişilerin, kaza sonrasında en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurarak sağlık raporu alması
  • Sigorta şirketleri, kazanın detaylarını değerlendirir ve tazminat taleplerini işleme koyar.
  • Kazaya karışan sürücülerin, kendi araçlarındaki hasarı karşılanması veya diğer zararları tazmin edilmesi amacıyla sigorta şirketleri ile iletişime geçilmesi
  • Davanın yönetilmesi, delillerin toplanması açısından kazaya karışan kişilerin, trafik kazası maddi veya manevi tazminat talepleri için bir avukat tutması
  • Tazminat talep dilekçesinin hazırlanması
  • Davanın açılması
  • Mahkeme sürecinde tarafların, delillerini sunması, tanıkların dinlenmesi ve mahkeme tarafların iddiaların değerlendirilmesi
  • Mahkemenin, taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamazsa kararını vermesi
  • Mahkeme, taraflardan birine veya her iki tarafın da birbirine tazminat ödenmesine karar verirse, sigorta şirketleri veya ilgili tarafın ödemeyi gerçekleştirmesi
  • Gerekli görülmesi halinde karar sonrasında tarafların mahkeme kararına itiraz etmesi
Makaleler

İş Kazası Sonrası İşyerinden Tazminat Almak Mümkün mü?

Türk Borçlar Kanunu ile işçinin iş kazası nedeniyle hak etmiş olduğu tazminat, kazanın şiddetine ve ortaya çıkardığı durumlara bakılmaksızın her türlü kazada işçi tarafından talep edilebilmektedir. İş kazasının işçinin ölümü ile sonuçlanması halinde ise; tazminat hakkı işçinin yakınlarına ve ailesine geçmektedir.

İş kazalarında tazminat hakkı iş kazasının yasal olarak belgelenmiş olması ve gerekli bildirimlerin yapılmış olması ile mümkündür. Bu nedenle iş kazası geçiren kişilerin vakit kaybetmeden iş kazasının yetkili mercilere bildirilmesini talep etmesi gerekmektedir. Hak kayıplarının ortaya çıkmaması için kişinin kazayı iş kazası olarak tespit ettirmesi gerekmektedir.

İş Kazası Sonrası Manevi Tazminat Hakkı

Bir işçinin işyerinde meydana gelen bir kaza neticesinde ölümü halinde işçinin yakınlarının keder ve üzüntü hissetmeleri ve işçinin ölümü nedeniyle yakınlarının maddi anlamda zorluk yaşama ihtimalleri manevi tazminat olgusunu ortaya çıkarmaktadır. TBK m. 56 uyarınca işçinin yakınlarına uygun miktarlarda paranın ödenmesi yasal olarak ortaya çıkmaktadır.

İş kazası sonrası manevi tazminat işçinin hayatta olması halinde yoksun kaldığı maddi ve manevi durumlar için de söz konusu olabilmektedir.

İş Kazası Sonrası Tazminat İçin Hukuksal Destek

İş kazası nedeniyle tazminat hakkı elde eden kişiler haklarının tam ve zamanında yerine getirilmesini sağlamak amacıyla hukuksal destek almayı sağlayabilirler. Profesyonel olarak sağlanacak olan hukuksal destek iş kazası nedeniyle zarara uğrayan kişinin veya yakınlarının haklarının eksiksiz olarak alınmasını sağlayacaktır.

Bir işçinin iş kazası sebebiyle yaralanması halinde işçi, ölümü halinde ise iş kazasına uğrayanın yakınlarının üzüntü ve keder duyması sebepleri ile olayın özellikleri göz önünde tutularak, TBK m. 56 uyarınca uygun bir miktar paranın ödenmesi şeklinde manevi tazminata hükmedilebilecektir.

Makaleler

Trafik Kazası Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Trafik kazaları için tazminat davası nasıl açılır sorusu, hukuk alanında sıkça sorulan sorulardandır. Birden fazla yetkili mahkemeden söz etmenin mümkün olduğu trafik kazası tazminat davası için davalı taraf, kazadan sorumlu olan kişiler hakkında ikametgah adresi içinde hem maddi hem de manevi tazminat davası açma hakkına sahip olmaktadır. Yaralanma veya ölümle sonuçlanan trafik kazaları maddi ve manevi tazminat davalarının görevli olan mahkemesi Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Trafik kazası tazminatını trafik sigortasını yapan şirkete açılacak olması durumunda Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili mahkemedir. Trafik kazası tazminat davası süreci hukuki detayları içeren bir süreçtir ve profesyonel bir hukuki danışmanlık almanın önemli olduğu unutulmamalıdır. Davanın daha etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olması için bir avukatın yönlendirmesine gerek vardır. Böylece, dava için adım adım ilerlemek mümkün olabilmektedir.

Trafik Kazası Tazminat Davası Açmak için İzlenecek Adımlar

Trafik kazası tazminat davası açmak için izlenecek adımlar vardır. Her durum farklı olduğundan ve tazminat davası açma süreci karmaşık olabildiğinden, trafik kazası tazminat davası açmadan önce bir avukatla görüşmek gerçekten önemlidir. Avukat, trafik kazası tazminat davası ile ilgili olarak davanın etkili bir şekilde yönetmeye ve davacının haklarını savunmaya yardımcı olur. Sırasıyla İzlenecek adımlar şu şekildedir:

  • Kazaya karışan tarafların, olay yerinde trafik polisi tarafından düzenlenmiş kaza tutanağını alması
  • Sağlık Durumu İncelemesi
  • Kaza Sonrası Bilgilerin toplanması
  • Sigorta şirketinin bilgilendirilmesi
  • Hukuki danışmanlık alınması
  • Kaza nedeniyle oluşan zararların belgelenmesi
  • Tazminat talebi için başvuruda bulunulması
  • Uzlaşma girişiminde bulunulması
  • Dava açma kararı
  • Dava sürecini takip

Ölümle Sonuçlanan Trafik Kazalarında Tazminat

Eğer meydana gelen trafik kazası, ölümle sonuçlanmışsa ölen kişinin yakınları tarafından kusurlu tarafa maddi ve ölüm nedeniyle duydukları acı ve üzüntü için manevi tazminat davası açılabilir. Davacı, ölen yakınının cenaze giderlerini de talep edebilmektedir. Aynı zamanda destekten yoksunluk tazminat talebinde de bulunulabilir.  Ölüm değil de kaza, yaralanma ile sonuçlanmışsa yaralanan kişinin tedavi masrafları da talep edilebilmektedir.

Makaleler

Trafik Kazası Halinde Yasal Haklar Nelerdir?

Herhangi bir trafik kazası sonucunda trafik kazası halinde yasal haklar nelerdir sorusu sıklıkla sorulmaktadır. Trafik kazası nedeniyle mağduriyet yaşayan kişilerin kazanın detaylarına, kusur durumuna bağlı olarak değişebilen çeşitli yasal hakları bulunmaktadır. Trafik kazası sonrasında hakları korumak ve tazminat talepleri için profesyonel bir avukattan yardım almak önemlidir. Trafik kazası halinde gözetilmesi gereken yasal haklar, tıbbi yardım hakkı, tazminat hakkı, sigorta hakları, yargılama hakkıdır.

Kusurlu olduğu düşünülen kişiler için mahkemeye başvurularak hak aranabilir. Kusur oranları, mahkeme tarafından belirlenir ve tazminat talepleri bu doğrultuda değerlendirilir. Kazada iş göremez duruma düşen kişiler, bu süreçte kaybettikleri geliri de talep edebilir. Bu hak, geçici iş göremezlik dönemini kapsamaktadır. Kazada hayatını kaybeden kişinin mirasçıları, ölümün neden olduğu maddi ve manevi zararlar için tazminat talep edebilir. Kazada kusurluya hukuki işlem başlatma hakkı da bulunur.

Trafik Kazası Tazminat Davası Açma Nedenleri

Her durum kendine özgüdür ve tazminat davası açma nedenleri, olayın detaylarına ve yaşanan zararlara bağlı olarak değişebilir. Kazada araca maddi zarar gelmişse ve karşı taraf kusurlu ise, aracın onarım masraflarını talep etmek için tazminat davası açılabilir. Kazada yaralanma söz konusuysa ve bedensel zarar varsa bu yaralanmalar nedeniyle tıbbi masraflar, rehabilitasyon giderleri veya iş kaybı olmuşsa, bu zararları karşı taraf veya sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesi için dava açılabilir.

Diğer trafik kazası tazminat davası açma nedenleri genellikle şu durumlara dayanır:

 

  • Kazada bir kişi hayatını kaybetmişse, bu durumda ailenin veya mirasçıların, kaybedilen kişinin yaşamı boyunca kazanabileceği gelir kaybını ve diğer zararları talep etmek için tazminat davası açma hakkı olabilmektedir.
  • Kazaya karışan taraflardan biri veya her ikisi de kusurlu ise ve kusurluluk oranı belirlenebilirse, kusurlu taraf veya tarafların diğer taraf veya taraflara karşı sorumluluğunu belirlemek ve tazminat talep etmek için dava açılabilir.
  • Kazaya karışan tarafın sigorta teminatı, meydana gelen zararları karşılamaya yetmiyorsa veya sigorta şirketi ödeme yapmıyorsa, trafik kazası tazminat davası açılabilir.
  • Kazaya karışan taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa veya sigorta şirketi tazminat taleplerini reddederse, hukuki danışmanlık almak ve mahkemeye gitmek için tazminat davası açılabilir.
Makaleler

İş Kazasında İşverenin Yükümlülükleri Nelerdir?

Çeşitli tedbirler ve önlemler alınmasına rağmen iş kazaları ile karşılaşmak her iş yeri için olası bir ihtimaldir. Sosyal Sigortalar Kanunu ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu bu konuda işçinin korunması yönünde çalışmalar geliştirmiş ve gerekli olması halinde bu kanunlar ile uygulamalar yürütmektedir.

İş kazası durumunda işverenin yükümlülükleri ortaya çıkmaktadır. Bunlar;

  • İşveren, kaza geçiren işçisine kaza nedeniyle sağlık durumunun ortaya çıkardığı sağlık hizmetini yerine getirmek ile yükümlüdür.
  • En kısa zaman diliminde işçisi için gerekli sağlık ekiplerini kaza yerine getirmekle yükümlüdür.
  • İşveren iş kazasını yasal süre zarfında SGK’ya bildirmek ile yükümlüdür.
  • İşveren tarafından kaza ile ilgili kayıt oluşturma yükümlülüğü ortaya çıkmaktadır.
  • Gerekli olması halinde işçinin maddi manevi ihtiyaçlarını yasal prosedürler çerçevesinde karşılamak işverenin yükümlülükleri arasında yer almaktadır.

Tüm bu yükümlülükler yasalar ile belirtilmiş olmakla birlikte yerine getirilmemesi halinde işveren için ceza uygulamaları ortaya çıkmaktadır.

İş Kazaları Kaç Gün İçerisinde Bildirilmelidir?

İşyerinde iş kazası meydana gelen işveren bu kazayı kazadan sonraki üç iş günü içerisinde yetkili mercilere bildirmek zorundadır. İş kazalarının bildirimi için gerekli süre, işveren tarafından geçirildiği zaman işveren için para cezası uygulaması yasal olarak devreye girmektedir.

İş Kazasında İşveren Yükümlülüklerini Yerine Getirmezse Ne Olur?

İşveren iş yerinde kaza geçiren sigortalı işçisine kazaya uğraması nedeniyle yükümlülük altına girer. Bu aşamada işverenin yasalar ile belirlenmiş olan ve işçinin hakları olan gereklilikleri yerine getirmesi gerekir. İş kazasında işveren yükümlüklerini yerine getirmez ise; devlet tarafından işçi için geçerli haklar yasal olarak alınmaktadır. Bu durum aynı zamanda işveren için para cezası uygulamasını da beraberinde getirir. İşverenin etik kurallar ve ahlaki değerler çerçevesinde manevi olarak da yükümlülüklerini yerine getirmesi beklenir.

Yazı dolaşımı