Makaleler

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma tarafların her konuda uzlaşmaya vardıkları boşanma sürecini ifade eder. Anlaşmalı boşanmalar stresi az olmasından dolayı daha huzurlu bir boşanma usulüdür. Boşanmada iki taraf da anlaştıkları konuları yazılı bir anlaşma ile belirlerler. Bu anlaşma mahkeme tarafından onaylanınca, boşanma kararı derhal kesinleşmiş olur. Bu şekilde çiftlerin stressiz bir boşanma süreci geçirmeleri sağlanır. Her şey istenilen şekilde sonuçlanacağı için hem huzurlu hem de manen yorucu olmayan bir sistemdir.

Anlaşmalı Boşanma Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma ne kadar sürer diye bakıldığında boşanmalarda kesin bir süre verilemez. Anlaşmalı boşanmalar çoğunlukla 1 hafta 15 gün kadar bir zaman içerisinde sona erer. Anlaşmalı boşanmada istinaf süresi de bulunmaktadır, gerekçeli karara karşılık itiraz edilmez ise istinaf süresi olan 14 günün sonunda karar kesinleşmiş olur.

Tek celsede boşanmak istenirse o vakit iki tarafın boşanma protokolü hazırlaması ve imzalanması gerekir. Dava ondan sonrasında açılmalıdır. Anlaşmalı boşanmanın yapılması gerekli olan en önemli şartı; iki tarafın duruşmada hazır bulunması ve özgür iradeleri ile kararlarını hâkim önünde serbestçe açıklamasıdır.

Anlaşmalı Boşanmanın Gerçekleşmesi İçin Belirlenen Şartlar Nelerdir?

Anlaşmalı boşanmada birtakım şartlar bulunur. Bu şartlara bakıldığı zaman en önemlileri şunlardır:

  • Hâkimin tarafları özellikle bizzat dinlemesi
  • Anlaşmalı boşanmaya ilişkin tüm hususların protokole bağlanması

Anlaşmalı boşanmanın iki taraf için de getirdiği pek çok avantajı var. Çiftler birbirleriyle uzlaştıkları için mahkeme süreci çok hızlı ve düşük maliyetli olur. Çocukların velayeti konusu, mal paylaşımı şartları ve maddi konulardaki anlaşmazlıkları iki taraf çözdüğü için taraflar arasındaki ilişkiler sağlıklı bir şekilde sonlanır. Bu boşanma türü, taraflara gelecekteki olası anlaşmazlıkları ve tatsızlıkları önleyerek uzun vadeli çözümler sunar.

Makaleler

Kadın Boşanma Davası Açıp Erkek Kabul Etmezse Ne Olur?

Kadın boşanma davası açarsa ve erkek tarafından boşanma kabul edilmezse dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Eğer kadın tarafından boşanma davası açılırsa ve erkek tarafından boşanma kabul edilirse de anlaşmalı bir boşanma davasına dönüşür. Bir tarafın boşanmak istememesi durumunda sırf bu sebeple boşanma davası asla reddedilmez. Mahkemece yargılama yapılarak karara varılır.

Boşanmak isteyen taraf mahkemede delillerini sunar. Kendi iddialarını ispatlar. Sonucunda da mahkemece davası kabul edilirse tarafların boşanması gerçekleşir.  Boşanma sürecinde kadın, duygusal ve sosyal destek alabilir. Böylece sağlıklı bir şekilde dava sürecinde sorunlarla başa çıkabilir. Profesyonel yardım almak bu süreçte kadınlar için avantaj sağlar.

Boşanma Davasını Kadın Açarsa Nafaka Alır mı?

Kadının boşanma davasında talep hakları çeşitlidir. Boşanma davasını kadın da açsa erkek de açsa hâkim davayı açan lehine nafakaya hükmedebilir. Boşanmada hakim kadın lehine nafakaya hükmedebilir. Bunun da şartı kadının yoksulluğa düşeceğine ve bununla beraber kadının boşanmada daha ağır kusurlu olmadığına kanaat getirmektir. Bu durumda da erkek nafaka ödemekle yükümlü olabilir.

Boşanma davasını ilk önce kimin açtığı önemli değildir. Esas önem taşıyan hangi tarafın boşanmaya sebep olan olayları yaptığı ve ne kadar kusurlu olduğudur. Kusur değerlendirmesi nafaka hususunda alınacak kararlarda etkilidir. Erkek kadının bir sebep yokken boş yere boşanma davası açtığını iddia ederse, kadın hukuka uygun deliller sunmak zorundadır.

Erkek Boşanmak İstemezse Dava Uzar mı?

Erkek boşanmak istemezse dava sırf erkek istemedi diye uzamaz. Boşanma davasında sırf erkeğin gelmemesi davanın reddi sebebi teşkil etmez. Boşanma davasında taraflara tebligat gönderilir. Tebligat gönderildiği ve eline geçtiği halde eğer davaya katılmayan taraf olursa davaya devam edilir.

Makaleler

İş Kazası Tazminat Davası ve Şartları!

İş kazası tazminat davası, bir işçinin işyerinde çalışmaktayken ve dolayısıyla iş ilişkisi nedeniyle yaralanması veya ölümü halinde işverenden kendisine ya da yakınlarına karşı edindiği hakların aranmasıdır. Bu dava maddi veya manevi olarak açılabilmektedir.

Tazminat davaları asıl iş verene açılabileceği gibi taşeron işverene karşı da açılabilmektedir. Burada ortaya çıkan kaza nedeniyle işverenin sorumlulukları ve yükümlülükleri yasal düzenlemeler ile belirlenmiş olup işçinin kendisi veya yakınları tarafında talep edilebilir.

İş Kazası Tazminatı İçin Gerekli Şartlar

İş kazası nedeniyle tazminata hak kazanmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar ise;

  • Kazanın iş kazası olması: meydana gelmiş olayın iş kazası tanımına uygun olması
  • Tazminat hakkının işçi tarafından kazanılması için işçinin kusuru aranmaz. Kazanın iş ile ilgili olması tazminat hakkını doğurur.
  • İş kazasının oluşması ile işveren tarafından kazanın raporlamanmış olması gerekir.
  • Kazanın oluşturulan tıbbı belgeler ile desteklenmesi gerekir.
  • İşçinin sürekli iş görmezlik hali veya ölümü meydana gelmiş ise bu durumun iş kazası olduğu diğer konular ile desteklenmesi halinde tazminat hakkı ortaya çıkmaktadır.

İstenilmeyen olumsuz durumlar arasında yer alan iş kazaları resmi olarak yasalar ile işçiyi koruma altına almaktadır.

İş Kazasında Maddi ve Manevi Tazminat

İş kazası yaşayan işçiler farklı durumlarda maddi ve manevi tazminat almaya hak kazanırlar. Bu aşamada hukuki destek almak ve yasal prosedürleri doğru bir biçimde takip etmek hak kayıplarının önüne geçecektir. İş kazasında maddi ve manevi tazminat zarar gören işçinin kendisine yapılabileceği gibi işçinin yakınlarına da yapılmaktadır.

İşçinin kaza nedeniyle zorlayıcı sağlık sorunları ile uğraşmasının yanında ekonomik olarak sarsılmasının önüne geçilmesi işçi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle kazazede işçinin yasal hakları tam olarak yerine getirilmelidir.

Makaleler

Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Boşanma davası açmaya yetkili olan mahkeme genellikle aile mahkemeleridir. Ancak, mahkeme seçimi davanın niteliğine ve tarafların ikametgâhına bağlı olarak değişebilir. Örneğin, Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerden biri yabancı ülkede ikamet ediyorsa veya Türkiye’de ikamet eden yabancı bir eş varsa yetkili mahkeme aile mahkemesi olmayabilir.

Boşanma davasının açılması için öncelikle taraflardan birinin aile mahkemesinde dava dilekçesi vermesi gerekmektedir. Dava dilekçesinde; boşanma sebepleri, tarafların talepleri ve diğer hukuki detaylar yer alır. Mahkemede davanın niteliğine göre gerekli incelemeler yapılır ve taraflar dinlenir.

Boşanma davası açmaya yetkisi olan mahkeme aşağıdaki gibidir:

  • Davalı tarafın ikametgâhının bulunduğu yer aile mahkemesinde, müstakil aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemesinde açılabilir.
  • Davacı tarafın ikametgâhının bulunduğu yer aile mahkemesinde dava açabilir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise yukarıda belirttiğimiz gibi asliye hukuk mahkemesinde açılabilir.
  • Davayı açacak olan iki tarafın da son altı aydır beraber oturdukları evin bulunduğu yerdeki aile mahkemesinde yine boşanma davası açılabilir.

 Boşanma Davası ve Yetkili Mahkeme Hukuki Süreç İncelemesi

Mahkeme sürecinde tarafların avukatları aracılığıyla görüşmeler gerçekleşir ve deliller sunulur. Tarafların anlaşmazlıklarını çözmek ve adil bir karar vermek adına mahkeme, uzlaştırma yoluyla çözüm arayabilir. Eğer taraflar anlaşmazlığa düşerse, mahkeme kararını verir ve boşanma işlemleri resmi olarak başlar.

Boşanma davası, hukuki ve duygusal birçok ayrıntıyı içerir. Tarafların haklarını korumak ve adil bir sonuç elde etmek için uzman bir avukatın rehberliği önemlidir. Boşanma sürecinde her adımın dikkatlice planlanması ve uygulanması, tarafların gelecekteki yaşamlarını şekillendirecek önemli bir süreçtir. Boşanma davası sürecinde tarafların hakları ve sorumluluklarına dair adil bir karar alınması, hukuki destekle sağlanır. Profesyonel rehberlik, bu karmaşık süreçte önemlidir.

 

Makaleler

Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?

Boşanma davası süresi davadan davaya değişmektedir. Yargılamanın süresi göz önünde bulundurulduğunda davanın anlaşmalı ya da çekişmeli olması davanın süresinde belirleyicidir. Boşanma sebebi, süre konusunda yine belirleyici faktörlerdendir. Boşanma hangi türde ilerlerse ilerlesin, taraflar sürecin en kısa zamanda sonlandırılmasını istemektedir. Boşanma davası taraflar için oldukça yorucu ve yıpratıcı olabileceğinden dolayı boşanma davasının en hızlı biçimde sonlandırılması büyük önem taşımaktadır.

Boşanma sürecinde tarafların iddia ettikleri olay ve durumların ispatı açısından işe yarar kuvvetli delillerin sunulması, mahkeme yoğunluğu, hakimin değişmiş olup olmaması, sürecin sonlanmasında çok etkilidir. Anlaşmalı boşanma davaları genel itibariyle tek celsede bitebilmektedir. Çekişmeli davalarsa, davanın niteliğine bağlı olarak uzayıp kısalan davalar şeklinde ifade edilmektedir.

Boşanma Davasının Aşamaları

Boşanma davalarının açılması ve bundan sonra ilerleyen inceleme süreci aralığı aslında en uzun aşama şeklinde belirtilmektedir. Boşanma davasının aşamaları şu şekilde sıralanabilir;

  • Sunulan dilekçenin karşı tarafa tebliğ edilmesi
  • Karşı tarafın 14 günlük cevap verme süresi
  • Ön inceleme süreci
  • Karar duruşmasıyla beraber boşanma davasının kabulü veya reddi

Kesin bir süre verilmemekle birlikte yaklaşık 3 yıllık bir süre sonunda boşanma gerçekleşmektedir. En kısa sürecek olan boşanma davası, tarafların bir anlaşma protokolü düzenleyerek dava açtıkları anlaşmalı boşanma davalarıdır. Anlaşmalı boşanma davalarında çekişmeli bir durumun olmaması en başta nafaka, velayet, mal rejimi gibi hususlarda önceden tarafların anlaşmış olması dava süresini kısaltan temel etkenlerdendir.

Özellikle anlaşmalı boşanma davaları göz önünde bulundurulduğunda tarafların anlaşmalı boşanma protokolü üzerinde uzlaşı sağlamaları nedeniyle kısa sürede sonuçlanmaktadır. Bu davalar 1-2 ay içinde sonuçlanabileceği gibi bazen 1 hafta içinde de sonuçlanmaktadır. Çekişmeli davalarsa anlaşmalılar gibi süre şartı içermemektedir. Evleneli henüz 1 yıl olmamışsa her halükarda dava çekişmeli olacaktır.

Makaleler

İş Kazası Bildirimi Nedir? Nasıl Yapılır?

Çalışanların iş esnasında maruz kaldıkları yaralanmalar veya hastalıklar olarak tanımlanan iş kazaları işveren ve çalışan açısından farklı sorumluluklar doğurmaktadır. İş kazalarının bildirilmesi çalışanın haklarının korunması ve işverenin sorumlulukları yerine getirmesi açısından önemlidir.

İş kazası bildirimi yapılırken yasalar ile belirlenmiş olan prosedürlerin izlenmesi hak mağduriyetlerinin önlenmesi açısından önemlidir. İş kazası meydana geldiğinde işçi, işverene durumu bildirmelidir. İşveren kazayı yetkili kurumlara bildirmelidir. Bildirimler iş sağlığı ve güvenliği kurumlarına yapılmalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumuna ve oradan da ilgili meslek odasına yapılmalıdır.

İş kazası bildiriminde yer alması gereken hususlar detaylı bir biçimde bildirimde yer almalıdır.

İş Kazası Bildiriminde Yasal Süreler

İş kazası bildiriminde yasal süreler kaza geçiren işçinin haklarını alabilmesi için uyulması gereken yasal zorunluluklar arasında yer almaktadır. İş kazasının meydana gelmesi ile birlikte iş kazası bildiriminin on üç iş günü içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu süre kazanın gerçekleştiği günün ertesi gün başlar. Bunun yanı sıra İş Kanunu m.4-1b bendine göre sigortalı olarak çalışmakta olan işçi için iş kazası bildirim süresi kaza yapan işçinin rahatsızlığının bildirim yapmaya müsait olması ile başlar ve 3 iş günüdür.

İş Kazası Bildirim Süresi Geçirilirse Ne Olur?

İşçinin iş yerinde ve iş başında geçirmiş olduğu iş kazasını yasal süreler içerisinde resmi mercilere bildirmesi gerekmektedir. İş veren tarafından yapılacak olan bildirimler geçerli süreler içerisinde yapılmaz ise işveren için para cezası ortaya çıkmaktadır.

İş kazası bildirim süresi geçirilirse ne olur sorusunu cevabı işveren açısından maddi yaptırımlar olarak tanımlanırken burada işçinin zarara uğratılmaması söz konusudur. İş kazası nedeniyle maddi manevi zarara uğrayan işçinin haklarını tam olarak alması için hukuki destek alması önerilmektedir. Profesyonel hukuki danışmanlık işçinin menfaatlerinin korunmasında etkili olacaktır.

 

Makaleler

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası nasıl açılır şeklindeki sorular, pek çok çiftin araştırdığı konulardandır. Anlaşmalı ya da çekişmeli olarak hangisinin tercih edildiğine bağlı olarak, farklı şekillerde açılmaktadır. Her iki çeşit dava da aile mahkemelerinde, aile mahkemesinin kurulmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.

Evlilik birliğinin sonlandırılması, yalnızca boşanma yönünde mahkemenin kararıyla gerçekleşmektedir. Evlilik birliğinin bitmesi durumunda boşanma davasını açmayı düşünenler tarafından bazı evraklara da gerek duyulmaktadır. En az 1 yıldır evli kalan, boşanmanın ekonomik sonuçlarında ve çocuklara ilişkin konularda anlaşan eşler, herhangi bir adliyenin aile mahkemesinde boşanma davası açılabilmektedir. İstisna durumlar olmadığı sürece anlaşmalı boşanma davaları, taraflara avukat yardımı olmaksızın açılabilmektedir. Boşanma davasının kim tarafından açılmış olduğu dava sonucunu kesinlikle etkilememektedir.

Boşanma Avukatıyla Boşanma Davası Açma

Boşanma davasının sonucu konusunda önemli olan hangi tarafın kusurlu olduğunun doğru biçimde ortaya konulmasıdır. Avukat desteği olmadan dava açıldığı gibi dava sürecinin takip edilmesi de mümkündür. Bu süreçte avukat desteğinin olması demek, menfaat ve hak kaybının yaşanmaması demektir. Bir avukat desteği almak en sağlıklı yol olacaktır.

Boşanma davasında yetkili mahkeme açısından da çeşitli farklılıklar olduğunu söylemek gerekir. Anlaşmalı boşanma davaları herhangi bir adliyenin aile mahkemesinde açılabiliyorken çekişmeli davalarda bazı yetki kuralları olduğu ifade edilmektedir. Çekişmeli boşanma davasında yetkili mahkemeler şunlardır;

  • Her iki tarafın da son 6 aydan beri yaşadıkları yerdeki mahkeme
  • Davalının yeri yerleşim yeri mahkemesi
  • Davacının yerleşim yeri mahkemesi

Boşanma davası anlaşmalı olmadığında çekişmeli boşanma her iki taraf için de zor olabilmektedir. Bu nedenle boşanma davası açmak isteyen ancak nereden başlayacağını bilmeyenler adına en iyi yönlendirmenin iyi bir boşanma avukatı tarafından yapılması söz konusudur. Bunun nedeninin de prosedürü en iyi şekilde boşanma konusunda deneyimli bir avukatın bilmesidir.

Makaleler

Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler!

Boşanma davasında dikkat edilmesi gerekenler mutlaka vardır. Boşanmak isteyen eşlerin mahkemeye vereceği dava dilekçesiyle boşanma davası açılmaktadır. Boşanma davası bu alanda uzman bir avukat tarafından yazılmadığı takdirde telafisi mümkün olmayan hataların da olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Boşanma davası hem aile birliğinin hassasiyetinden dolayı hem de duygusal açıdan da önem arz ettiğinden titizlikle üzerinde durulması gereken süreçleri de beraberinde getirmektedir.

Boşanma davası sürecinin yıpratıcı olmasından dolayı her şeyin düşünülmesi gereken bir çalışmayı gerektirmektedir. Özellikle çocuk olduğu durumlarda sürecin hassasiyeti daha fazla ön plana çıkmaktadır. Boşanma davasında çocukların velayetinin kime verileceği hakimin takdiriyle belirlenmektedir. Velayetin anne ya da babaya verilmesi çocuğun üstün yararı gözetilmesi çerçevesinde olmaktadır.

Boşanma Avukatı Eşliğinde Boşanma Dilekçesi Hazırlama

Boşanma davası dilekçesi hazırlanırken hiçbir hukuki bilgisi olmayan kişilere yazdırılmaması oldukça önemlidir. Bu durum ciddi hak kayıplarına neden olabilmektedir. Boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu olmadığından tarafların kendilerinin de bu dilekçeyi hazırlaması mümkün olmaktadır. Bununla birlikte dilekçenin usule uygun hazırlanması ve dilekçede şeklen yanlış olmaması hak kaybının olmamasını sağlamaktadır. Boşanma davalarında özellikle şu konulara özen gösterilmelidir;

  • Boşanma avukatıyla hataların ve mağduriyetlerin çekinmeden konuşulması
  • Avukatın sorduğu tüm sorulara mağduriyetler ve hatalar kapsamında derinlemesine cevap verilmesi
  • Müvekkillerle yapılan konuşmalar eşliğinde hukuki ve cezai davaların açılması
  • Taraflarla görüşme yaparken delillerin toplanması
  • Avukat tarafından delillerin incelenmesi ve davaya konu edinen delillerin tespit edilmesi

Boşanma avukatıyla yapılan görüşmelerde hazırlıklar tamamlanıp dava dilekçesi boşanma vekaletnamesi ve delil listesiyle beraber dava açılmaktadır. Dava açarken davanın koşulları ve dilekçede bulunması gereken konularda herhangi bir eksiklik bulunup bulunmadığına özen gösterilmesi hem aile birliğinin hem varsa çocukların bu yeni durumdan zarar görmemesi açısından gereklidir. Süreç hakkında taraflar bilgilendirilmediğinde maddi-manevi geri dönüşü olmayan durumlar yaşanabilmektedir.

Makaleler

Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

Trafik kazası sonucunda kişinin gördüğü zarar eğer o kişinin, yakınlarının hayatında huzursuzluğa sebep oluyorsa ve onlara hem acı hem elem hem de üzüntü veriyorsa ve aynı zamanda zarar, kişilik değerlerine yönelikse bu, manevi zarar olarak nitelendirilmektedir. Kaza sonucunda kişi yaralanmış veya ölmüş olabilir. Yaralanmanın ve ölümün doğurduğu acı için de trafik kazası manevi tazminat davası açılabilir.

Fakat manevi zararın hesaplanması veya trafik kazalarında manevi tazminatın belirlenmesi, her zaman çok kolay olmamaktadır. Trafik kazalarında manevi tazminat miktarının belirlenmesi genellikle karmaşık bir süreçtir ve birçok faktörü içerir. Trafik kazası manevi tazminat miktarının belirlenmesi, her davanın özgü koşullarına bağlı olarak değişir ve mahkemelerin takdir yetkisine dayanır. Bu nedenle, bu tür davalar genellikle deneyimli bir avukat tarafından yönetilmelidir.

Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Kriterler!

Mahkemeler, kaza mağdurunun yaşadığı duygusal acı ve kayıpları değerlendirirken dikkate alınacak bir dizi kriter kullanır. Bu kriterlerin başında kazada hayatını kaybeden veya yaralanan kişinin yaşı, mesleği, ailesi ve sosyal statüsü öncelikli olarak değerlendirilir. Bu unsurlar, kişinin toplum içindeki rolü ve yaşamının değerini belirlemede etkilidir. Trafik kazalarında manevi tazminat belirlenmesinde dikkate alınacak kriterler arasında aşağıdakiler de yer alır:

  • Kazadan zarar gören kişinin yaşadığı duygusal acılar, travmalar ve depresyon değerlendirilir. Bu durumu belirlemek için psikolog veya psikiyatrist raporlarına başvurulabilir.
  • Davacının duygusal durumu
  • Kazanın şiddeti, kaza sonucu meydana gelen yaralanmaların ciddiyeti ve kazanın trajik boyutları
  • İlişkilerin gücü ve kaybedilen kişinin sosyal bağları, manevi tazminat miktarını etkileyebildiğinden kazada kaybedilen kişinin ailesi, yakın arkadaşları ve diğer sosyal ilişkilerin değerlendirilmesi.
  • Kişinin iş hayatı, sosyal aktiviteleri, hobileri ve diğer günlük aktivitelerine olan etkileri içeren ve

kazadan kaynaklanan kayıpların günlük yaşam üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi.

  • Davacının kaza sonrası psikolojik durumunun, yaşadığı stresin, kaygı ve diğer duygusal etkilerin değerlendirilmesi
  • Mahkemelerin, benzer durumlardan alınan önceki kararları inceleyerek benzer bir durum için adil bir tazminat miktarı belirlemeye çalışması
Makaleler

İş Kazasının Tespit Davası Nedir?

İş kazasının tespiti davası meydana gelen iş kazası sebebiyle işçiye çeşitli haklar tanınmaktadır. Kazazede işçiye tanınan haklar;

  • Geçici iş görmezlik ödeneği
  • Sürekli iş görmezlik ödeneği
  • İş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat hakkıdır.

Bu hakların işçi tarafından kazanılabilmesi için işçinin yaşadığı kazanın hukuki olarak iş kazası niteliğinde olması gerekmektedir. İş kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açmak isteyen işçi öncelikli olarak iş kazası tespit davası açmalıdır. Bu durum işçinin açacağı tazminat davası için bekletici meseledir.

İş Kazası Tespit Davası Nasıl Açılır?

İş kazası nedeniyle haklı olarak alacağı ortaya çıkan işçinin maddi ve manevi tazminat davası açması için öncelikli olarak iş kazası tespit davası açması gerekmektedir. İş kazası tespit davası açılırken aşağıdaki yollar izlenir:

  • İspat ve delilerin toplanması
  • Davanın taraflarının belirlenmesi
  • Zorunlu veya ihtiyari arabuluculuk
  • Görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi
  • Davanın görülmesi
  • Hükmün verilmesi
  • Hükmün uygulanması

İş kazası nedeniyle zarara uğrayan işçinin ölümü halinde işçinin yakınları da bu davayı açarak işleyişe katılabilirler. Ölüm nedeniyle işçinin yakınları dava sonucu elde edilen haklara sahip olur.

İş Kazası Tespit Davası Ne Kadar Sürer?

İş kazalarında işçinin haklarının korunması ve işçinin ölümü halinde yakınlarının ölüm nedeniyle yaşadıkları acıları ve üzüntüleri hafifletmek aynı zamanda uğradıkları maddi manevi zararların tazmin edilmesini sağlamak amacıyla açılan davalar adil yargılanma ilkesi gereği hızlı bir biçimde sonuçlandırılmaktadır.

İş kazası tespit davasının süresi maksimum olarak 15 ay olarak belirlenmiştir. Bu süre davanın seyrine göre daha kısa olabilmekte, kimi zamanda bu süreye ek olarak zaman istenebilmektedir. İş kazası nedeniyle maddi ve manevi zarara uğrayan kişinin işverenden talep ettiği hakları dava ile yerine getirilmektedir.

Yazı dolaşımı